Başkent Üniversitesinde 30 Yaşında Yeniden Üniversite Okumanın Bana Kattıkları
30 Yaşında Üniversiteli Olmak: Z Kuşağıyla Yeniden Öğrenci Olmak
Hayatta her yeni adım, insanın kendine dair keşifler yapmasına fırsat tanır. 2013 yılında başladığım üniversite yolculuğunu 2017’de tamamlamıştım. Aradan yıllar geçti, hayat başka yönlere savurdu beni. Ama 2024 yılı geldiğinde, içimde hep kıpırdanan o öğrenme aşkına yeniden kulak verdim ve tekrar üniversiteli olmaya karar verdim. Şimdi 30 yaşında bir öğrenci olarak, 2005 ve 2006 doğumlu gençlerle aynı sıraları paylaşıyorum. İşte bu, sandığımdan çok daha renkli bir deneyim oldu!
Z Kuşağıyla Tanışma
Bugüne kadar Z kuşağı
hakkında hep bir şeyler duydum: mizah anlayışlarının benzersizliği, hayata
bakışlarının farklılığı, dijital dünyayla olan organik bağları… Şimdi ise
onlarla aynı ortamda bulunarak bu özellikleri birebir deneyimliyorum. Derslerde
ve aralarda sohbet ederken, onların dünyasına dahil oluyorum ve itiraf
etmeliyim ki bu, oldukça keyifli.
Z kuşağının mizah
anlayışı ise başlı başına bir hikaye! İnternetten gelen kısa, hızlı ve vurucu espriler,
bazen tek bir kelimeyle bile insanı kahkahaya boğabiliyor. Onların esprilerine
gülerken, kendimi bir yandan onların perspektifine hayran kalmış buluyorum.
Mizah, sadece eğlenceden ibaret değil; aynı zamanda yaşadıkları dünyaya
eleştirel bakışlarını da içeriyor.
Kendimi Genç Hissetmek
Onlarla birlikte olmak
bana gençliğimin yeniden canlandığını hissettiriyor. Enerjileri, fikirleri,
hayatı anlamlandırma biçimleri adeta taze bir nefes gibi. Elbette, 30 yaşında
biri olarak onların 18-19 yaşındaki heyecanlarına yetişmek kolay değil, ama bu
yaş farkı bir engel olmaktan çok bir zenginlik gibi geliyor. Farklı nesillerin
bakış açılarını birleştirmek, hem derslerde hem de sosyal ortamlarda inanılmaz
bir sinerji yaratıyor.
Derslerde Birlikte
Öğrenmek
Belki de en güzel yanı,
dersleri onlarla birlikte işlemek. Sorularıma verdikleri cevaplar, tartışmalara
kattıkları farklı bakış açıları beni şaşırtıyor ve etkiliyor. Onların
teknolojiyi nasıl kullanabildiğini görmek, pratik zekalarına hayran olmak beni
motive ediyor. Bazı konularda onlara bir şeyler öğretmek, bazı konularda ise
onlardan öğrenmek, bu öğrenme sürecini çok daha keyifli hale getiriyor.
Nesiller Arası Köprü
Olmak
Z kuşağı ile aynı
sıralarda oturmak, aslında bir köprü olma deneyimi. Farklı bir dönemin insanı
olarak benim tecrübelerim onlara, onların fikirleri ise bana yepyeni ufuklar
açıyor. Aramızdaki bu etkileşim, sadece kişisel bir gelişim değil, aynı zamanda
nesiller arası diyaloğun ne kadar değerli olduğunu gösteriyor.
Birlikte Gülmek, Birlikte
Büyümek
Sonuç olarak, yeniden
üniversiteye dönmek ve Z kuşağıyla birlikte okumak, hayatta aldığım en güzel
kararlardan biri oldu. Onlarla birlikteyken hem genç hissediyor hem de onların
enerjisiyle kendimi geliştiriyorum. Aynı sıraları paylaşmak sadece derslerde
değil, hayatta da yeni dersler öğrenmek demek.
Hayatta yaşın bir sayıdan
ibaret olduğunu ve öğrenmenin asla bitmediğini bir kez daha anladım. Eğer siz
de yeni bir başlangıç yapmayı düşünüyor ama çekiniyorsanız, hiç tereddüt
etmeyin. Belki de yeni dünyanız, sizden sadece bir adım ötede sizi bekliyordur.
Yorumlar
Yorum Gönder